Bayram sohbetlerinin benim için en zevkli yanı tam da buydu işte. Normal bir zamanda karşılıklı oturup konuşmayacağınız konuları konuşabilmek; amcamla, babamla 60lar, 70ler futbolu hakkında geyik çevirebilmek. Gökhan Gönül'den girip Fenerbahçe'li Şükrü'den, Galatasaray'lı Öner'den çıkabilmek; Dolmabahçe'de, Ali Sami Yen'de bedava maç seyredebilmenin yolları; yarı yarıya tribünler, günümüzle kıyaslayınca şehir efsanesi gibi gelen daha bir çok şey...

Galatasaray'ın son yıllardaki sağ bek lanetinden olsa gerek Öner Kılıç özellikle ilgimi çeken oyuncu oldu. Biraz araştırma yaptığımda baktım ki onun hakkında yazılmış iki basit paragraf dolaşıyor siteden siteye. Fenerbahçe'nin 450 binlik transfer teklifini kabul etmeyip Galatasaray'a 10 bin liraya imza atması vurgulanıyor genellikle. 11 yıl Galatasaray'da oynamış bir oyuncu hakkında daha çok bilgi olmalı internette, bunu tüm eski futbolcular için söylüyorum.

Sağ bek-kanat oyuncusuymuş Öner, kafasını eğip çizgide önüne geleni geçen oyunculardan. Az önce de dediğim gibi 11 yıl Galatasaray'da oynamış Öner. Ortalarının çok iyi olmaması ve bazı blogçuların kendisini lanet ederek anması günümüzdeki Sabri Sarıoğlu örneğini hatırlattı bana. O da ortalarındaki istikrarsızlık sebebiyle çokça eleştirilen oyunculardandır. Bu gidişle kaderi Öner Kılıç gibi olacak onun da.

Her şeye rağmen babam kendisini minnetle anar, çok iyi bir oyuncu olduğunu söyler. Mecidiyeköy doğumlu, çocukluğundan beri bütün Galatasaray maçlarına gitmiş bir adama Galatasaray'ı öğretecek halim yok tabii ki, internette yazılanlardan çok onun sözüne güvenmek lazım...