Blogu ilk açtığım zaman bahsettiğim konulardan biriydi Galatasaray-Goldman Sachs International kredi anlaşması. İş resmiyete döküldü ve Galatasaray yönetim kurulu yetki almak için olağanüstü genel kurul çağrısı yaptı.

Galatasaray'ın Goldman Sachs'tan alacağı kredi yaklaşık 100 milyon dolar. Bu paranın nerdeyse tamamı şirket birleşmesi için harcanacak. Geri çağrılan hisselerle beraber Galatasaray Futbol A.Ş ve Galatasaray Sportif A.Ş birleştirilecek ve "Galatasaray Grubu" adında yeni bir şirket modeli ortaya çıkacak.

"Peki bu kadar parayı harcamaya ne gerek var?" diyenleriniz de olabilir, şöyle açıklamaya çalışayım. Bu şirket modelinde Galatasaray kağıt üstünde sürekli kar ediyormuş gibi gözüküyor, yani sadece gelir kalemi göz önüne alınıyor. Stad, sponsorluk vs. gibi her türlü gelir kar olarak gözüktüğü için bu bedeller üzerinden hisse sahiplerine belli bir kar payı (temettü) ödemek zorunda kalıyor Galatasaray. 2002 ile 2006 arasında ödenen kar payının 91 milyon 986 bin dolar olduğunu söylemem yeterli olacaktır sanırım. Bir de Aslantepe'deki stadyumun bitmesiyle beraber artacak olan gelirleri hesaba katarsak Galatasaray'ın nasıl büyük bir tehdit altında olduğunu daha rahat görebiliyoruz.

Bu birleşmeden sonra senelik 10-15 milyon dolar gibi hatrı sayılır miktar para Galatasaray'ın kasasında kalacak. Aslantepe'yle beraber artacak geliri de hesaba katarsak 6-7 sene içinde birleşme için harcanan parayı amorti edeceğini söylemek yanlış olmaz.

Faruk Süren'in AIG hamlesiyle başlayan, Özhan Canaydın'ın katkılarıyla bir canavara dönüşen bu birleşme sorununun çözülmesini Galatasaray'ın artık kanıksakmış "fakir ama gururlu genç" imajından sıyrılıp güçlü ve sağlam ekonomik yapısıyla tekrar avrupa vitrinine çıkma sürecinin ilk adımı olarak görüyorum. Galatasaray'lılara hayırlı olsun...